Balkanlar deyince insanın aklına zengin melodilere sahip şarkılar, kimi hüzünlü kimi neşeli danslar, Türkiye’dekine çok benzeyen bir mutfak kültürü ve maalesef ki iç savaşın ardından küllerinden yeniden doğmaya çalışan ülkeler akla gelir. Yaklaşık üç buçuk milyonluk nüfusuyla Bosna Hersek de bu ülkelerden biri. Türk kahvesini burada Bosna kahvesi olarak içer, bazen sokaklarında Türkçe kelimeler konuşulduğuna şahitlik edersiniz. Adriyatik Denizi’ne kıyısı olan, Hırvatistan’ın komşusu bu ülkeyi gezip görmek birkaç gününüzü almaz, fakat havasından mı suyundan mı bilinmez insan burada uzun süre kalmayı arzu eder. Başkent Saraybosna’da gezmesi keyifli Başçarşı’yı gördükten sonra Latin Köprüsü’nü, Kutsal Kalp Katedrali’ni, Brusa Bedesteni’ni ve Gazi Hüsrev Yadigar Camii’ni ziyaret etmeli. Hersek bölgesinde, Mostar şehrine uğrayıp da Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin’in yaptığı Mostar Köprüsü’nü görmemek olmaz. İyi bir lezzet avcısıysanız eğer Bey Çorbası, Boşnak Böreği ve Trileçe’nin tadına bir de burada bakmalısınız.