Bakü’nün En İyileri: Azerbaycan’ın Karizmatik Başkenti İçin Üç Günlük Bir Gezi Rehberi

Bakü, Avrupa'nın en büyüleyici başkentlerinden biri. Hazar Denizi’nin kıyısında yer alan Bakü’nün antik merkezi de, 20. yüzyıldan kalma zarif konakları ve baş döndürücü. Azerbaycan Grand Prix'sinin gerçekleştiği geniş sahil bulvarı da ziyaretçileri büyülüyor. Ortaçağ dönemi, Bakü’nün tarihi şehir merkezinin altın renkli kum taşı duvarları arasında hâlâ varlığını sürdürüyor adeta. Ancak buradan dışarıya adım attığınızda kendinizi modern bir şehirde bulacaksınız: mimari ihtişamı ve mükemmel alışveriş fırsatlarıyla sizi kendine çeken, tam anlamıyla yirmi birinci yüzyıla ait bir şehir burası. Size üç günlük bir tatil rotası çıkardık, böylece bu eşsiz destinasyonun her santimini nasıl keşfedeceğinizi öğreneceksiniz.

Birinci Gün

Sabah: Şehrin tarihi merkezinde gezintiye çıkın

Halı ve hediyelik eşya satan bir Icheri Shahar (Eski Şehir) mağazası (Fotoğraf: Getty Images)

Azerbaycan'ın karizmatik başkenti Bakü, en az 1000 yıllık bir tarihe sahip ve şehrin hiper-modern binalarının hemen yanında yer alan, “Icheri Shahar” veya Eski Kent olarak bilinen antik merkeziyle bu tarihi hâlâ muhafaza ediyor. Benzersiz güzellikteki altın renginde taş duvarlarla çevrili Eski Kent, sokaklarında gezintiye çıkmak için mükemmel bir bölge.

Heybetli görünümü ve gizemli tarihiyle ikonikleşmiş Kız Kulesi, Bakü'nün mutlaka görülmesi gereken atraksiyonlarından biri. Kimse buranın tam olarak ne zaman ve neden inşa edildiğini bilmiyor. Ayrıca 17. yüzyıldan kalma bir mekan olan Kasımbey Hamamı'na uğramayı da unutmayın. Anlatılan hikayelere göre bu hamamın geçmişteki sahibinin, hamamın çatısındaki kubbe sayısı kadar çok sayıda karısı varmış. Kitap kurtları ise neredeyse mikroskobik boyuttaki ciltlerin bulunduğu küçük, keyifli bir yer olan Minyatür Kitaplar Müzesi'ne uğramayı ihmal etmemeliler.

Öğleden sonra: Şirvanşahlar Sarayı'nda bir zaman yolculuğuna çıkın

Şirvanşahlar Sarayı'ndaki Divanhana köşkünün girişi (Fotoğraf: Getty Images)

Öğle yemeğinde belki geleneksel bir Azerbaycan restoranında asma yaprağıyla yapılmış dolma veya lavangi (ceviz ve kuru üzümle doldurulmuş yumuşak bir tavuk) yiyebilir, sonrasında Eski Kent'in en gözde mekanını ziyaret etmek için yola çıkabilirsiniz. Bakü 15. yüzyılda Şirvanşahlar hanedanı tarafından yönetiliyordu ve Şirvanşahlar Sarayı bu yöneticilerin iktidar merkeziydi.

Rehberli turlar sayesinde bu sarayın bulunduğu, zerafetle oyulmuş Divankhana köşkünü gezebilir ve buranın girişindeki ayrıntılı taş işçiliğiyle görenleri etkileyen aile mezarlarını ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca çarpıcı bir konik çatıya sahip olan ve kompleksin en eski kısımlarından birini oluşturan ufak Key Gubad Camii’ni mutlaka gezin. Bu sarayın farklı köşelerini keşfederken Orta Çağ Bakü'sündeki büyüleyici hayata da yolculuk yapmış olacaksınız.

Akşam: Bahçelerde gezerek ve çay içerek enerji toplayın

JW Marriott Absheron Baku’deki Çay Salonu sizi geleneksel Azerbaycan çay törenlerini deneyimlemeye davet ediyor (Fotoğraf: Marriott International)

Gününüzü Eski Kent'in dolambaçlı sokaklarında geçirdikten sonra, şehrin çekici yeşillikleri arasında bir akşam yürüyüşü keyfi yapmak isteyebilirsiniz. Bunun için JW Marriott Absheron Baku'nün yolunu tutun ve deniz havasına karışan yasemin ve lavantaların baş döndürücü kokularını içinize çekerek otelin güzel bahçesinde dolaşın. Canlandırıcı yürüyüşünüzün ardından, geleneksel bir Azerbaycan çay törenini deneyimlemek için otelin Çay Salonu’nu ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin.

İkinci Gün

Sabah: Hazar sahilinde yürüyüş yapın veya bisiklete binin

Bakü'nün Hazar Denizi kıyısındaki sahil şeridi, sabah yürüyüşü yapmak veya bisiklete binmek için mükemmel bir atmosfer sunmaktadır (Fotoğraf: Getty Images)

Sheraton Baku Intourist'te konaklıyorsanız, sabah uyanır uyanmaz Hazar Denizi üzerinde güneşin doğuşunu göreceksiniz. Kahvaltıdan sonra yürüyerek veya otelin kiralık bisikletlerinden birini kullanarak sahile inmenizi tavsiye ederiz. Bakü’nün sahil şeridindeki tertemiz bulvarı, sabah yürüyüşü yapmak veya bisiklete binmek için idealdir.

Rotanız sizi dış mimarisi kıvrılmış bir halıyı akla getiren ve kelimenin tam anlamıyla mimari bir mucize olan çarpıcı Halı Müzesi'ne ulaştıracaktır. Bu müzenin içinde 17. yüzyıldan günümüze dek uzanan el yapımı halılar aracılığıyla Azerbaycan’ın geleneksel sanatı olan halı dokumacılığının tarihini keşfedeceksiniz.

Öğleden sonra: Alev Kuleleri’ne çıkma vakti

Alacakaranlıkta çekilmiş bu fotoğrafta Alev Kuleleri’ni Şehitler Yolu Camii ve modern füniküler istasyonuyla birlikte görüyoruz (Fotoğraf: Getty Images)

Azerbaycan, sahip olduğu muazzam doğal petrol ve gaz kaynaklarından ötürü kendisini Ateş Ülkesi olarak adlandırmaktadır. Bakü bu kaynaklarını kutlamak amacıyla Alev Kuleleri adıyla bilinen üç devasa gökdelen inşa etmiştir ve bunların her biri mimari olarak parıldayan alevleri akla getirir. Şehrin her yerinden görebileceğiniz bu benzersiz yapıları daha yakından incelemek için size tavsiyemiz Halı Müzesi'nin arkasından fünikülere binmek ve yamaçtan yukarıya çıkmak.

En tepeye ulaştığınızda, Alev Kuleleri'nin yanı sıra Şehitler Yolu'nu ve alevlerin sürekli yandığı çarpıcı Şehitler Anıtı'nı da ziyaret edebileceksiniz. Bunlar Kara Ocak (1990) ve Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nda (1988-1994) şehit düşenleri anan yapılardır. Ayrıca buraya ulaştığınızda altınızdaki körfezi ve şehri seyredip düşüncelere dalabilir, huzurlu anlar geçirebilirsiniz.

Akşam: Yerel lezzetlerden oluşan leziz bir yemeğin tadını çıkarın

Zengin bir tadı olan bol şuruplu baklava, popüler bir Azerbaycan tatlısıdır (Fotoğraf: Getty Images)

Keşiflerle geçen bir günün ardından iştahınız gittikçe arttıysa yapmanız gereken şey Baku Marriott Hotel Boulevard'a gitmek ve buradaki Black City Lounge and Terrace restoranında Azerbaycan mutfağının en iyi lezzetlerinin tadını çıkarmak. Dışarıdaki masalardan birinde oturun ve lezzetli asma yaprağı dolmasının, ızgara etlerin ve safranla zenginleştirilmiş, yumuşak, yavaş pişirilmiş et ve sebzelerle servis edilen zengin pirinç yemeği (Azerbaycan'ın ulusal yemeği) plov'un tadını çıkarın. Bir yandan da körfez manzarasının keyfine varın ve bu güzel akşamı geleneksel helva veya baklavanın tadına bakarak bitirin.

Üçüncü Gün

Sabah: Gösterişli konakları ve lüks mağazaları gezme zamanı

Bakü'nün Fıskiyeler Meydanı'nın zarif tasarımı, sizi yavaşlamaya ve çevrenizdeki güzelliklerin tadını çıkarmaya davet ediyor (Fotoğraf: Getty Images)

Bakü'nün Eski Kenti'nin hemen doğusundaki bölge, artık şehrin en büyük caddelerine ev sahipliği yapıyor; tasarım mağazaları ve lüks restoranlar, bu bölgeyi keşfetmeye değer kılıyor. Buradaki gezintilerinize gösterişli çeşmeler ve bronz heykellerle dolu geniş bir açık alan olan Çeşmeler Meydanı'ndan başlayın. Daha sonra güneye doğru, gösterişli bir konakta yer alan Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi'ne doğru ilerleyin, veya farklı bir alternatif arıyorsanız sabahınızı Fevvareler Meydanı'ndan doğuya uzanan zarif sokaklarda alışveriş yaparak geçirebilirsiniz.

Öğleden sonra: Bakü'nün fütüristik mimarisini keşfetme zamanı

Bakü'nün Hazar Denizi'ne yansıyan modern şehir silueti (Fotoğraf: Getty Images)

Bakü'de ünlü Alev Kuleleri ve Halı Müzesi'nin ötesinde mimari açıdan yenilikçi pek çok başka eser de var. Size ilk önerimiz şehrin doğusuna gitmeniz ve burada 2012 yılında kapılarını halka açan Haydar Aliyev Merkezi'ni ziyaret etmeniz. Adını Azerbaycan’ın eski cumhurbaşkanından alan ve Haydar Aliyev’in hayatını konu alan bir sergiye de ev sahipliği yapan bu bina, efsanevi mimar Zaha Hadid tarafından tasarlandı ve görkemli, zarif kıvrımlarla akan beyaz mermer yüzeyleriyle ziyaretçilerinin başını döndürüyor. İnanılmaz manzarasıyla Bakü'nün öne çıkan mimari güzelliklerinden birisi burası.

Yakınlardaki Ritz-Carlton, Baku, cam kule mimarisiyle ve sunduğu Hazar Denizi ve Haydar Aliyev Merkezi manzaralarıyla olağanüstü bir mekan. Bakü’nün sahil bulvarına paralel bir yolda düzenlenen Azerbaycan Grand Prix 2024'ün resmi ortağı olan Ritz-Carlton Baku, konuklarına gidiş-dönüş ulaşım ve Club Lounge erişimini içeren özel bir F1™ paketi sunuyor.

Akşam: Spa tedavisiyle rahatlayın

Şehirdeki üçüncü gününüzü tamamlarken, Ritz-Carlton Spa Bakü'nün havuzunda rahatlayabilirsiniz (Fotoğraf: Getty Images)

Üç günlük gezi programınızın sonuna geldik ve şimdi dinlenme vakti geldi, bu da The Ritz-Carlton Spa Baku'ye uğramanız gerektiği anlamına geliyor. Muhteşem yüzme havuzları, hamamı, saunası ve buhar odasının yanı sıra çok çeşitli bakımlarıyla bu spa gerçekten de dinlendirici bir deneyim sunuyor.

Bakü’nün Ötesinde

Etkileyici dağları ve tarihi sarayları keşfedin

Kınalık Köyü’nde şafak vakti (Fotoğraf: Getty Images)

Azerbaycan’a ayıracağınız biraz daha zamanınız varsa, bu benzersiz ülkenin Bakü dışındaki güzelliklerini de keşfetmelisiniz. Pitoresk Kafkas dağları arasına gizlenmiş, Avrupa'nın en yüksek köyü olduğu düşünülen Kınalık’a ulaşmak için kuzey istikametinde ilerleyin. Daha sonra buradaki vadilerde ve sivri uçlu zirvelere doğru yürüyüşler gerçekleştirebilirsiniz.

Kış sporlarını tercih ediyorsanız, mükemmel bir kayak merkezi olan Şahdağ'daki kayak pistlerini öneriyoruz; burada Park Chalet, Shahdag, Autograph Collection'ın büyük yükseltilerdeki rustik cazibesinin veya Pik Palace, Shahdag, Autograph Collection'ın klasik zarafetinin tadını çıkarabilirsiniz.

Tarih meraklıları içinse Şeki kasabası, bir zamanlar 17. yüzyıl hanlarına ev sahipliği yapan, zarif bir şekilde dekore edilmiş iki sarayıyla Azerbaycan'ın ilgi çekici yerlerinden biri.

Yayınlanma tarihi: Ekim 07, 2024