Zagreb ve Tiflis'in muhteşem tarihî şehir merkezlerinden Astana'nın çarpıcı modern mimarisine kadar, Balkanlar ve Kafkasya'nın bu kadar çok ziyaretçi çekmesinin, insanları sırlarını keşfetmeye davet etmesinin pek çok nedeni var. Alışılmışın dışında, misafirperver ve her birinin anlatacak benzersiz hikayeleri olan bu yedi şehir, keşfedilmeyi bekleyen büyüleyici tatil destinasyonları.
Hırvatistan'ın başkenti Zagreb, kırmızı çatılı binaların arasında kıvrılıp giden, tertemiz, bakımlı, şirin sokaklarıyla büyüleyici bir tarihî şehir merkezine sahip. Bölgenin büyük ölçüde yaya trafiğine kapalı olması, burayı keyifli ve telaşsız bir tempoyla keşfetmeyi kolaylaştırıyor.Renkli çatı kiremitlerinde Hırvat kraliyet arması bulunan St. Mark Kilisesi'nin önünden geçmeyi ihmal etmeyin. Zagreb'in kafe kültürünü deneyimlemek için Tkalčićeva Caddesi'ne doğru yönelin, burada bir şemsiyenin altında durarak bu keyifli şehrin tadını çıkarın. The Westin Zagreb'de konaklayın ve World Class SPA'da rahatlatıcı bir seans alın veya ünlü barmen Zoran Surla tarafından hazırlanan Hırvatistan’ın en iyi kokteyllerini deneyin.
Zagreb'de yapılacak, kaçırılmaması gereken günlük gezi destinasyonlarından biri de canlı turkuaz havuzlarının pitoresk şelalelerle beslendiği Plitvice Gölleri.
Hırvatistan'dayken, kristal berraklığındaki Adriyatik Denizi'ne de zaman ayırmalısınız. Dubrovnik'in surlarla kaplı orta çağ şehrinde bulunan Sheraton Dubrovnik Riviera Hotel, denize kadar uzanan yemyeşil bahçeleriyle konuklarını büyülüyor. Bir başka alternatif ise, Romalıların inşa ettiği Split şehrinde bulunan, pastoral turkuaz sularla çevrili özel bir plaja sahip olan Le Méridien Lav, Split’.
Tiflis'in ilham verici doğal güzelliğini yaşamanın en iyi yolu; yerel halkla birlikte Mtatsminda Park'a çıkan fünikülere binmek, panoramik manzaraların, panayır gezintilerinin ve ponchiki adlı, kremayla doldurulmuş sıcak çöreklerin tadını çıkarmak ve sonrasında da bir bardak Gürcü limonatası içmek.
Gürcü başkenti, detaylı bir şekilde döşenmiş Orta Asya tarzı cephelere sahip, birbirinden güzel on dokuzuncu yüzyıl konaklarına, çok sayıda Türk hamamına ve yemyeşil bir denizdeki bir gemiyi andıran Sheraton Grand Tbilisi Metechi Palace'ın unutulmaz çağdaş tasarımına ev sahipliği yapıyor. Buradaki ATI Rooftop Restaurant'tan şehir manzarasının tadını çıkarabilir, şık P’auza spa'da Gürcü spa uygulamalarını deneyimleyebilirsiniz.
Biraz daha zamanınız varsa Batum'un kıyı kasabasında bulunan zarif otel Le Méridien Batumi'ye kaçmanızı öneririz. Burada Brasserie Restaurant'taGürcü lezzetlerinin tadına bakabilir, Latitude Bar Terrace'ta Karadeniz manzarası eşliğinde Gürcü şaraplarını keşfedebilirsiniz.
Tiflis'i gezerken, Gürcü khinkali köftelerini tatmayı da unutmayın. Hamurlu, sıcacık ve tereyağına bulanmış bu lezzetli köfteler, ülkenin simgesel yemeklerinden biri.
Bükreş bir zamanlar ‘Küçük Paris’ olarak bilinirdi.Siz de bu şehrin büyük parklarını, neoklasik binalarını ve Cărturești Carusel gibi zarif kitapçılarını keşfettiğinizde bu ismin nereden geldiğini kolayca göreceksiniz. Şehir ayrıca Avrupa'nın en büyük binası olan görkemli Parlamento Sarayı'na vemodern sanattan Romanya'nın 20. yüzyıl tarihine kadar farklı uzmanlık alanlarına sahip birçok büyüleyici müzeye ev sahipliği yapıyor.or.
Şehrin tarihini keşfetmek için fresklerle dolu Stavropoleos Kilisesi'ne gidebilir veya Ulusal Köy Müzesi'nin parklarındaki geleneksel Rumen evlerini inceleyebilirsiniz. Art Deco tarzında inşa edilmiş merkezi konumdaki The Marmorosch Bucharest, Autograph Collection'da konaklayın ve gizli bir bar olarak tasarlanmış Vault bar’da bir kokteyl yudumlayarak 1920'lere geri dönün. Otelin restoranı, Yeni Rumen Muftağı Hareketi’nin bir özelliği olan yerel, mevsimlik ürünlerin kullanımıyla ünlü. Bir başka seçenek ise Romanya başkentinin eşsiz gece hayatını deneyimlemek için dışarı çıkmadan önce size masa futbolu oynayabileceğiniz, samimi bir bar-lounge da sunan Moxy Bucharest Old Town.
Bükreş'te mutlaka yapılması gereken aktivitelerden biri de, şehrin rahatlatıcı termal kaplıcalarından birine gitmek. Oraya kadar gittiğinize kesinlikle değecek.
Karlarla kaplı, ikiz zirveli Ağrı Dağı'nı seyrederken barbekü domuz etiyle yapılanlezzetli khorodvets yemeğinin ve bir kadeh Ermeni şarabının tadını çıkarmak, Ermenistan'ın başkenti Erivan'ı tanımanın en iyi yollarından biri olsa gerek. Şehirde kalırken Cascades'te bulunan açık hava heykel galerisini ziyaret edin, Ararat Brendi Fabrikası'nı gezin (ve Winston Churchill'in neden en sevdiği içkinin brendi olduğunu öğrenin!), ardından ikonik Opera Binası'na gidip bir opera performansı izleyin..
Erivan’da bulunan The Alexander, a Luxury Collection Hotel, Yerevan'de konakladığınızda, Ağrı Dağı manzaralarının tadını çıkarıp çatı katındaki restoranda lezzetli bir İtalyan yemeği ziyafeti çekebilirsiniz. Alternatif olarak, merkezdeki Cumhuriyet Meydanı'nda, 1930'larda yapılmış benzersiz binalar arasındaki elverişli konumuyla Armenia Marriott Hotel Yerevan'da kalabilir ve Cristal Bar & Lounge'daki olağanüstü yerel şarapların veya özel kokteyllerin tadını çıkarabilirsiniz.
Erivan'ın sunduğu her şeyin keyfine varmak için zamanınız sınırlıysa, müzikten astrolojiye kadar pek çok farklı alanda el yapımı orta çağ el yazmalarının bulunduğu Matenadaran müzesine uğramayı unutmayın.
Kazakistan'ın ışıldayan başkenti Astana, Bozkırların Şehri olarak bilinir. Yakın zamana dek Kazakistan'ın yemyeşil geniş ovalarının ortasındaki küçük bir kasaba olan bu şehir, artık dünyanın en iyi mimarlarının tasarladığı etkileyici simge yapılarıyla ünlü. Bunlardan belki de en ikonik olanı, tepesinde altın bir küre bulunan devasa bir beyaz ağaca benzeyen Baiterek Kulesi. Buranın yakınlarda merkezi konumdaki Sheraton Astana Hotel'de kalan ziyaretçiler, Türk hamamı geleneklerinden esinlenen uzman spa uygulamalarının yanı sıra Astana'nın en iyi restoranlarındanolan Emiliya ve Salter’s'ın keyfini çıkarabilirler.
Kazakistan'daki seyahatinizi, görkemli Alatau Dağları'nın eteklerine kurulmuş yemyeşil birşehir olanAlmatı'yı ziyaret ederek uzatabilirsiniz. Bu otel, turkuaz renkleriyle insanı büyüleyen Büyük Almatı Gölü çevresinde yürümek veya Shymbulak kayak merkezinde kayak yapmak için harika bir yer.The Ritz-Carlton, Almaty’nin ışıl ışıl muhteşem oda ve süitlerde konaklayabilir, karla kaplı tepelere bakan bir spa ve havuzlu fitness süitinde zaman geçirebilirsiniz.
Astana'dayken, bir yurt kampını ziyaret edip Kazak kültürünü deneyimleme şansını da kaçırmayın. Göçebe insanların yaşadığı yurt kamplarında at binme ve kartal eğitimi konusunda uzmanlaşmış önemli yerel kişilerin gösterilerini de izlemenizi öneririz.
Sırbistan'ın başkenti Belgrad, yaşamayı seven, sahip oldukları benzersiz yemek ve içki kültürünü paylaşmaya istekli insanlarla dolu bir şehir. Gündüz Avusturya-Macaristan etkisindeki Ulusal Müze'nin yer aldığı Cumhuriyet Meydanı'nı ziyaret etmeden önce, orta çağda inşa edilmiş Kalemegdan Kalesi'nden muhteşem manzaranın tadını çıkarın, ardından ünlü Sırp mucit Nikola Tesla'nın müzesine uğrayın.
Akşam olduğunda, Belgrad gece hayatının eşsiz bir yönünü keşfetmek üzere Tuna nehrinin yolunu tutun ve splavovi olarak bilinen, yüzen barlarda yemek yiyin. Cumhuriyet Meydanı'na bakan merkezi konumdaki Courtyard Belgrade City Center'da konaklayın ve Credo restoranda yerel dokunuşlara sahipyemeklerin tadına bakın. Bir başka güzel seçenek ise, 360 derecelik bir gözlem erasına sahip olan ve şehri gezmeniz için özel turlar sunan, nehir kıyısındaki The St. Regis Belgrade. Alternatif bir konaklama yeri de Moxy Belgrade. Girişte ücretsiz bir içecek ile karşılanacağınız bu otelin,kapınızın önündeki Belgrad hazinelerini keşfetmek için benzersiz bir yer olduğunu fark edeceksiniz.
Belgrad'da yapılacak bir başka özel etkinlik ise, henüz çok fazla keşfedilmemiş Sırp şarap endüstrisini tanımak için bir şarap tadım turuna çıkmak olabilir..
Bulgaristan'ın başkenti Sofya'yı keşfetmek, ülkenin tarihinde bir gezintiye çıkmak gibi. Kısa bir yürüyüşle Türk hamamlarının hemen yanında bulunan eski kiliselerin ve Osmanlı camilerinin yanından geçecek ve beyaz sütunlu Parti Evi gibi örnekleriyle komünist dönem mimarisini de keşfederekadeta Bulgaristan tarihinde bir yolculuğa çıkacaksınız.
Belki de Sofya’nın en ikonik mekanı, altın kubbelerle süslenmiş ve tütsü kokularıyla dolu göz kamaştırıcı beyaz bir bina olan Alexander Nevsky Katedrali'dir. Yazın, Şehir Bahçesi'ndeki açık hava kafelerinde keyif yapın, kış mevsiminde ise kayaklarınızı alın ve yakındaki Vitosha Dağı'na gidin. Şık ve sade tonlarda dekore edilmiş havadar odalarda kalmak ve mükemmel Çatı Barı'ndan katedralin muhteşem manzaralarını görmek istiyorsanız Sense Hotel Sofia, a Member of Design Hotels'da kalmalısınız. Bir başka alternatif ise, merkezi bir konumda bulunan Junó Hotel Sofia, a Member of Design Hotels. Burası ünlü Bulgar sanatçı Pavel Koychev'in heykelleriyle dolu ve Cookó Kitchen restoranında Balkan mutfağından olağanüstü örnekler sunuyor.
Sofya'ya gitmişkenBulgaristan'ın öne çıkan kültürel noktalarından biri olan, rengarenk dini fresklerle süslü ve dağlarda gizlenmiş güzelmanastırRila'ya günübirlik bir gezi yapmayı unutmayın.
Yayınlanma tarihi: Nisan 03, 2025
Son güncelleme tarihi: Nisan 22, 2025
Norveç Fiyortlarından İspanya Plajlarına Yaz Gündönümü Kutlamaları Rehberi
Marriott Bonvoy™'a katılın ve ücretsiz geceler için puan kazanın.
Ücretsiz Üye OlunTelif Hakkı © 1996 - Marriott International, Inc. Tüm hakları saklıdır. Şirkete Özel Bilgiler